Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Eserleri » Özet Olarak İbadet Hükümleri

İkinci Bölüm: Fitre Zekâtı → ← Hac Hükümleri

Zekât Hükümleri

Kutsal İslam şeriatının en önemli vaciplerinden biri zekâttır. Hatta Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde zekâtı namazın yanında zikretmiştir. Rivayete göre vacip zekâtını yerine getirmeyen kimsenin namazı kabul edilmez.

Birinci Bölüm: Malların Zekâtı

137.
Mesele: Birkaç şeyde zekât vaciptir:

1-
Deve, koyun, keçi, sığır ve aynı şekilde manda

2-
Altın ve gümüş cinsinden olan nakit parada

3-
Arpa, buğday, hurma ve kuru üzüm

4-
  [İhtiyatı vacip olarak ] ticaret malında; yani fiyatı pahalandığında satmak maksadıyla biriktirilen malda.

138.
Mesele: Deve, koyun, keçi, sığır ve mandada zekâtın vacip olma şartları şunlardır:

Birinci Şart: Sözü geçen hayvanlar nisap haddine ulaşmalıdır. Nisaptan maksat, bu hayvanların zekâtı vacip kılan belli sayıya ulaşmasıdır.

Devenin nisapları şunlardır:

Birinci nisap: Beş devedir; onun zekâtı bir koyundur.

İkinci nisap: On devedir; zekâtı iki koyundur.

Üçüncü nisap: On beş devedir; zekâtı üç koyundur.

Dördüncü nisap: Yirmi devedir; zekâtı dört koyundur.

Beşinci nisap: Yirmi beş devedir; zekâtı beş koyundur.

Altıncı nisap: Yirmi altı devedir; zekâtı ikinci yılına girmiş olan bir devedir.

Yedinci nisap: Otuz altı devedir; zekâtı üçüncü yılına girmiş olan bir devedir.

Elbette devenin başka nisapları da vardır ki bu özet risalede onları zikretmiyoruz.

Koyunun nisapları:

Birinci nisap: Kırk koyundur; zekâtı bir koyundur.

İkinci nisap: Yüz yirmi bir koyundur; zekâtı iki koyundur.

Üçüncü nisap: İki yüz bir koyundur; zekâtı üç koyundur.

Dördüncü nisap: Üç yüz bir koyundur; zekâtı dört koyundur.

Beşinci nisap: Dört yüz koyun ve yukarısıdır ki her yüz koyunda bir koyun zekât vermelidir.

Sığır ve mandanın nisapları:

Birinci nisap: Otuz baş; zekâtı ikinci yılına girmiş bir buzağıdır.

İkinci nisap: Kırk baş; zekâtı üçüncü yılına girmiş dişi bir buzağıdır.

İkinci Şart: Sözü geçen hayvanlar doğal otlaklarda otluyor olmalıdırlar. Eğer onlar için satın almak veya otlaklardan biçmek suretiyle ot ve yem tedarik edip besliyorsa – velev bu besleme yılın belli bölümünde olsa da – zekât söz konusu olmaz.

Üçüncü Şart: Hayvanların sahibi veya onun velisi yıl boyunca bu hayvanlar üzerinde tasarrufta bulunabilmelidir. Binaenaleyh eğer dikkate değer bir süre çalınmış olurlarsa zekâtları vacip olmaz.

Dördüncü Şart: Hayvanların sahibi on bir ay tastamam olarak onları kendi mülkünde bulundurmalı ve on ikinci aya girdiğinde onların sahibi olma niteliğini kaybetmemiş olmalıdır.

139.
Mesele: Altın ve gümüş türünden olan paralarda zekâtın vacip olma şartları şunlardır:

Birinci Şart: Altının miktarı toplamda 69.6 grama ulaşmalıdır. Bu durumda onun yüzde iki buçuğunu zekât olarak vermelidir. Bu miktara eklenecek olan her 13.92 gramda onunla orantılı olarak yüzde iki buçuğunun zekâtını vermelidir.

Gümüşe gelince; 487 grama ulaştığında yüzde iki buçuğunu zekât olarak vermelidir. Bu miktara eklenecek olan her 97.44 gram gümüşün yüzde iki buçuğunu zekât olarak vermelidir.

İkinci Şart: Altın ve gümüşün sahibi on bir ay tastamam olarak onları kendi mülkünde bulundurmalı ve on ikinci aya girdiğinde onların sahibi olma niteliğini kaybetmemiş olmalıdır.

Üçüncü Şart: Altın ve gümüşün sahibi yıl boyunca onlar üzerinde tasarruf edebilmelidir. Binaenaleyh eğer dikkate değer bir süre kaybolursa zekâtı vacip olmaz.

Dördüncü Şart: Bunların sahibi baliğ ve akil olmalıdır. Dolayısıyla buluğa ermemiş çocuğun ve deli birinin mallarının zekâtı vacip değildir.

140.
Mesele: Altın ve gümüşün, aşağıdaki durumlarda zekâtı yoktur:

1-
Külçe altın ve bugün piyasada satılan altın sikkeler

2-
Altın ve gümüşten yapılmış olan ziynet eşyaları

3-
Altın ve gümüşten yapılmış ama muamelede kullanımı yaygın olmayan nakit paralar; mesela bazı kadınların ziynet eşyası olarak kullandıkları Osmanlı sikkeleri bu kabildendir.

Aynı şekilde bugün insanların alışverişte yaygın şekilde kullandıkları altın ve gümüşten olmayan kâğıt ve filiz paralarda zekât yoktur.

141.
Mesele: Arpa, buğday, hurma ve kuru üzümde zekât iki şartla vacip olur:

Birinci Şart: Nisap haddine ulaşması; onların nisabı, kuruduktan sonra yaklaşık 847 kilograma ulaşmasıdır. Bu durumda onların zekâtı aşağıda belirtildiği miktardadır:

1-
Eğer tamamen yağmur suyu ve nehirden gelen su vb. şekilde sulanmışsa; sahibi onları sulamak için ekstra çaba sarf etmemiş veya bazı araçları kullanmamışsa, bu durumda zekâtı yüzde ondur.

2-
Eğer onları elle veya su pompası gibi birtakım araçlarla sulamışsa; bu durumda zekâtı yüzde beştir.

3-
Eğer bazen yağmurla ve bazen elle veya birtakım araçlarla sulanmışsa; bu durumda zekâtı yüzde yedi buçuktur. Eğer bu iki sulama yönteminden biri göze gelmeyecek kadar az ve naçiz ise o zaman baskın sulama şekline göre zekâtı belirlenir.

İkinci Şart: Zekât vacip olduğunda sözü geçen mahsuller mükellefin mülkiyetinde bulunmalıdır. Binaenaleyh eğer zekât bunlara vacip olduktan sonra mükellefin mülkiyetine geçmiş olurlarsa ona zekât vacip olmaz. Elbette eğer mükellef, birinci malikin mahsullerin zekâtını ödemediğini bilirse onların zekâtını çıkarması ona vacip olur. Eğer mahsuller satın alma vb. bir muameleyle onun mülküne geçmişse ve satıcı gerçeği söylemeyerek onu aldatmışsa; bu durumda ödenen zekâtın bedelini ondan isteyebilir.

142.
Mesele: Ticaret malında zekâtın vacip olma şartları şunlardır:

1-
Malik baliğ ve akil olmalıdır.

2-
Mallar nisap haddine ulaşmış olmalıdır; ticaret malının nisabı, altın ve gümüşün nisabı miktarındadır. Yani onun değeri, 69.6 gram altın veya 487 gram gümüş kıymetine ulaşmış olmalıdır.

3-
Ticaret malı satın alma gibi bir akitle elde edilmiş olmalı ve onunla ticaret yapmayı kastettiği zamandan bir yıl geçmelidir.

4-
Bir yıl boyunca onunla ticaret etme niyetinde baki kalmalıdır.

5-
Malın sahibi yılın tamamında onu kullanma imkânına sahip olmalıdır.

6-
Yıl boyunca sermaye miktarı veya daha fazla bir fiyata alıcısı olmalıdır.

Ticaret malındaki zekât miktarı yüzde iki buçuktur.

143.
Mesele: Zekât sekiz yerden birinde kullanılmalıdır:

Birinci ve ikincisi: Fakirler ve miskinler; maksat kendisi ve ailesinin yıllık ihtiyacına sahip olmayan kimselerdir. Onların gelir getirecek ve yıllık giderlerini sağlayacak bir sanat ve mesleği yoktur. Fakirle miskin arasında şu fark vardır: Miskin geçim bakımından fakirden daha zor ve kötü durumdadır; o, hatta günlük ihtiyacı olan şeye dahi sahip değildir.

Üçüncüsü: Zekât ilerinde çalışan görevliler. Onlar, Resulullah (s.a.a) veya imam (a.s) veya şer’i hâkim ya da onun naibi tarafından zekâtları toplamak ve hesaplamakla, topladıkları malları onlara veya fakirlere ulaştırmakla görevlendirilmiş kimselerdir.

Dördüncüsü: Kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler; bunlar imanı zayıf olan Müslümanlardır. Onlara zekâttan verilmesi durumunda imanları güçlenecektir. Aynı şekilde kendilerine zekât verilmesi halinde İslam dinine veya Müslümanları savunmaya rağbet edecek kâfirler de bu gruptandır.

Beşincisi: Köleleri satın alıp azat etmek

Altıncısı: Borçlular; maksat meşru borçlarını ödeyemeyen kimselerdir.

Yedincisi: Allah yolunda; yani halkın geneline faydası olacak cami, okul, vb. hayır merkezleri için

Sekizincisi: Yolcular; maksat, malı bittiği için yolda kalmış ve şehrine dönecek harcırahı olmayan; ancak yol harcı verilmesi durumunda şehrine dönebilecek kimselerdir.

144.
Mesele: Zekâtın verileceği kimse on iki imam Şiası olmalı ve zekâtı haram yolda kullanmamalıdır. İhtiyatı vacip olarak şarap içen, namaz kılmayan ve açık şekilde günah işleyen biri olmamalıdır.

Aynı şekilde onun geçimi zekâtı veren için vacip olmamalıdır. Mesela; insan kendi karısına zekât veremez. Eğer zekâtı veren seyit değilse onu alan da seyit olmamalıdır.
İkinci Bölüm: Fitre Zekâtı → ← Hac Hükümleri
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français