Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Eserleri » Tam İlmihal

SÜT VERME HÜKÜMLERİ → ← BAKMA HÜKÜMLERİ

EVLİLİKLE İLGİLİ DİĞER HÜKÜMLER

2402- Evli olmadığı için günaha düşen bir kişinin, evlenmesi vaciptir.

2403-
Erkek, akitte kadının bakire olmasını şart koşar, akitten sonra bakire olmadığı anlaşılırsa, akdi bozabilir. Bozmaz ve akitte bakire olmasını da şart koşmaz, ancak bakire diye evlenirse, bakire çıkmadığı durumda mihir farkını kesebilir. Eğer vermişse o farkı geri alabilir. Mesela mihri yüz olarak bırakılır, unun gibi bakire birisinin mihri seksen, bakire olmayanın ise altmış olursa dört de bir farkı olur o farkı onun mihrinden kesebilir.

2404-
Namahrem bir kadınla bir erkeğin başkasının bulunmadığı ve fesat ihtimali olan ıssız bir yerde bulunmaları, başkalarının girebileceği bir yer olsa dahi, haramdır. Fesat ihtimali olmazsa sakıncası yoktur.

2405-
Erkek, akit de kadının mihrini tayin eder, ancak maksadı onu ödememek olursa, okunan akit sahihtir. Ancak mihri vermelidir.

2406-
İslam dininden çıkıp kâfirliği seçen bir Müslüman’a mürtet denir, mürtet iki kısımdır: fıtri mürtet ve milli mürtet. Fıtri mürtet, o dünyaya geldiğinde anne ve babası veya onlardan birisi Müslüman olur, onun kendisi de iyi ve kötüyü anladığında Müslüman olur ve daha sonra kâfir olursa, ona fıtri mürtet denir. Milli mürtet bunun tam aksi.

2407-
Kadın, evlendikten sonra mürtet olursa, -ister milli isterse fıtri- onun akdi batıl olur. Kocası onunla ilişkide bulunmamışsa idesi yoktur. Aynı şekilde ilişkide bulunduktan sonra mürtet olur ve yeise veya çocuk olursa idesi yoktur. Ancak kadın hayız gören kadınlardan olursa, talâk hükümlerinde anlatılacağı gibi iddet beklemelidir. İdde esnasında tekrar Müslüman olursa onun akdi geçerlidir. Her ne kadar birlikte kalmak isterlerse yeniden nikâh okumaları ve ayrılmak isterlerse talâk okumaları daha iyidir. Meselede zikredilen yeise kadın, elli yaşında olup hayız adeti görmekten kesilmiş ve bir daha görebileceğinden ümit kesen kadındır.

2408-
Erkek, akit den sonra fıtri mürtet olursa, eşi ona haram olur. Eğer ilişkide bulunan yeise ve çocuk değilse, talâk hükümlerinde açıklanacağı gibi vefat idesi beklemelidir. Eğer ilişkide bulunmamış veya yeise ve çocuk olursa yinede vacip ihtiyat gereği vefat iddeti beklemelidir. İdde esnasında erkek tövbe eder ve birlikte yaşamak isterlerse, yeniden nikâh okumalıdırlar, ayrılmak isterlerse talâk okumalıdırlar.

2409-
Erkek, nikâhtan sonra milli mürtet olursa, karısıyla ilişkide bulunmamış veya kadın yeise veya çocuk olursa, onların akdi batıl olur. İddeti de yoktur. İlişkiden sonra mürtet olur ve kadın da hayız gören kadınlar hükmünde olursa, talâk hükmünde açıklanacağı gibi talâk iddeti beklemelidir. İdde esnasında kocası Müslüman olursa onun akdi bakidir.

2410-
Kadın nikâhta, kendisini o şehirden çıkarmaması için kocasına şart bırakır ve o da kabul ederse, kadını razı etmeden o şehirden dışarı çıkarmamalıdır.

2411-
Kadının bir önceki kocasından bir kız çocuğu olursa ikinci kocası o kızı başka karısından olan erkek çocuğuyla evlendirebilir. Aynı şekilde oğluna aldığı kızın annesini kendisine alabilir.

2412-
Zinadan olsa bile ana rahmindeki çocuğu düşürmek caiz değildir. Ama çocuğun kalmasının anneye tahammül edilmeyecek zararı olur veya çok meşakkati olursa, çocuk canlanmadan onu düşürmek (aldırmak) caizdir. Ancak diyeti vardır, ama çocuk canlandıktan sonra alınması asla caiz değildir.

2413-
Bir insan evli olmayan aynı zamanda iddetsiz bir bayanla zina eder, daha sonra o kadını kendisine nikâhlar ve onlardan bir çocuk dünyaya gelirse, onun helal veya haramdan dünyaya geldiğini bilmezlerse, o çocuk helalzadedir.

2414-
Erkek, kadının idde de olduğunu bilmez ve onunla evlenir, kadında bilmez, onlardan bir çocuk dünyaya gelirse, helalzadedir şer’i açıdan her ikisinin de çocuğudur. Eğer kadın idde de olduğunu bilir ve idde de evlenmenin şer’i açıdan caiz olmadığını biliyorduysa, çocuk babaya aittir. Her halükarda onların akdi batıldır, birbirlerine de ebedi haram olurlar.

2415-
Kadın ben yeisiyim derse, sözünü kabul etmemek gerekir, ama kocam yok derse, sözüne güvenilirse, kabul edilmelidir, güvenilmezse vacip ihtiyat gereği araştırılmalıdır.

2416-
Kocam yok diyen kadınla evlenilir, evlendikten sonra birisi o kadının kocası olduğunu iddia ederse, onun iddiası şer’i açıdan ispatlanmadıkça, onun sözünü dikkate almamak gerekir.

2417-
Baba, iki yaşını doldurmayan kız veya erkek çocuğunu annesinden, ayıramaz. Zira çocuğu saklamakta anne ve baba müşterektirler. İhtiyat ve evla olan çocuğu yedi yaşına kadar anneden ayırmamak gerekir.

2418-
Kız isteyen dindar ve ahlaklı olursa, reddedilmemelidir. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurur: Ahlaklı ve dindar birisi sizin kızınızı istediğinde, kızınızı onunla evlendirin. Böyle yapmazsanız yeryüzünde büyük fitne ve fesat çıkar.

2419-
Kadın, başka biriyle evlenmemesi için mihrini kocasıyla sulh ederse, erkeğin başka bir kadınla evlenmekten kaçınması vacip olur. Kadın da mihrini alamaz.

2420-
Zina yoluyla dünyaya gelen evlenirse, ondan dünyaya gelen çocuk helalzadedir.

2421-
Erkek, ramazan ayının orucunda oruçlu iken veya hayızlı iken kadınla cima yaparsa, günah işlemiştir, onunla bir çocuk dünyaya gelirse helalzadedir.

2422-
Kocasının yolculukta öldüğünü yakin eden kadın, talâk hükümlerinde miktarı açıklanacağı gibi vefat idesinden sonra bir başkasıyla evlenir daha sonra birinci kocası dönüp gelirse, ikinci kocasından ayrılmalı ve birinci kocasına helaldir. İkinci kocası onunla cimada bulunmuşsa, kadın talâk iddeti olan vetyi şüphe iddeti beklemelidir. İdde bitmedikçe birinci kocası onunla cima yapmamalıdır. Ancak diğer zevkler alabilir, onun nafakası da birinci kocaya aittir. İkinci kocası onun mihrü’l mislini ödemelidir.
SÜT VERME HÜKÜMLERİ → ← BAKMA HÜKÜMLERİ
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français